17 Şubat 2016 Çarşamba

güzel kokuların şenliği



çok güzel şeydir güzel kısmet değil mi;))
kısmet oldu geçtiğimiz haftasonu saros'umuza gidebildik:) 
kartopu kızımızı budayınca da kıyamadık 
dallarını istanbul'a getirdik:),
şart oldu koyduk vazoya,vazoyu salona:)


sümbüloşlar da arkadaş olmaz mı,olur:))
kokular birbirine karışmaz mı,karışır:)
havva sarhoş olmaz mı olur:))
peki şükretmez mi;hem de nasıl eder:))


mis gibi sümbülün mitolojik hikayesine gelirsek;

Kral Amyklos’un Hyakinthos isimli yakışıklı bir oğlu vardı. 
Tanrı Apollon onun güzelliğine hayran olmuştu. Samimiyetleri ve dostlukları çok ileri gittiğinden boş zamanlarını Eurotas’ın çiçekli kıyılarında çimenler üstünde disk atmakla geçirirlerdi…
Bir gün yine her zamanki gibi aynı yere gitmişler, akan derenin şırıltısını dinleyerek bu eğlenceli oyunla meşgul oluyorlardı. Fakat başı çelenklerle süslü kelebek kanatlı ve sarışın ZEPHİROS da Apollon gibi, güzel Hyakintos’a gönül vermişti. Onun Apollon’la sıkı fıkı görüşmesini çekemiyor, adeta kıskançlıktan kuduruyordu.Zephiros, gemicilerin en sevdiği rüzgar olduğu halde görevini yapmıyor hatta kederinin arttığı dönemlerde gemileri kayalara bile çarptırıyordu. İşte Hyakinthos’a hastalık derecesinde bağlanan Zephiros fırsattan yararlanarak, Apollon’un diski Hyakinthos’a attığı sırada bir hareketiyle diskin yolunu şaşırttı ve delikanlının kafasına çarptırdı. Zavallı Hyakinthos hemen yere yığıldı. Kafası patlamış, ağzından burnundan durmadan kan geliyordu.Bu felaket karşısında Apollon kalbinden vuruldu. Deli divane oldu.Apollon hemen sağlık tanrısı ASKLEPİOS’u çağırdı ve ona en etkili ilaçları koymasını söyledi. Fakat ne yazık ki ilaçlar işe yaramadı ve Hyakinthos can verdi.
Kederinden ne yapacağını bilemeyen yaz mevsiminin kızgın tanrısı şöyle bağırdı:-Ey sevgili çocuk, ölüyorsun, senin taze ve güzel gençliğini ben kendi ellerimle yıktım, yok ettim. Madem ki ben seninle mezara, yer altına gelemiyorum, madem ki benim yerim göklerdedir, istiyorum ki seni kendim gibi bir ölümsüz yapayım. İstiyorum ki seni, neşeli ve kudretli olduğum zamanlarda görebileyim, ışıklarımla seni okşayayım, koklayayım. 
Onun için seni çiçek yapacağım. Sen yaşayacaksın. Ben dünyaya yaklaştığım ve ilkbahar kara kışı bozguna uğrattığı zaman sen topraktan baş kaldıracak fışkıracaksın…
Apollon bu sözleri söyledikten sonra Hyakinthos’un kanının düştüğü yerden
 SÜMBÜL boy vermiştir.
 

epeydir uzaktım ya,bazen böyle olabiliyor bilirsiniz.
sınırları ve zamanları zorlayan güçlükler olabiliyor yaşamda,
ben yine de şükrederek,
sağlığım ve yuvam sevenlerim ve sevdiklerimin varlığına şükrederek,
çözüm yolunda ilerliyorum.
herkes ve herşey için hayırlısı olması temennisi ile:)
baharın güzelliklerini bekliyorum.
:)
çok sevgiler